back to articles/derlemeler page...



UĞURSUZ ARYA

1852 yılında, Paris Operası Kral VI. Charles tarafından açıldığında öylesine olay olmuştu ki, gazeteler açılışı, "Ezici bir başarı" olarak nitelemişlerdi. Açılış gecesinde dönemin en ünlü tenoru Mafiani başroldeydi. İkinci tenor, "Tanrım, onları ez..." diye başlayan aryasına başladığında, Mafiani'nin gözleri tavana ilişti. Kubbenin hemen altında bulunan "kedi balkonu" denen çember balkondan dev bir parça yerinden koparak düştü. Beton blok, doğrudan talihsiz tenorun üzerine geldi ve onu ezerek öldürdü.

Herşeye rağmen gösteri sürecekti... Ertesi gece Mafiani ön sıraları boş olan salonda yine sahneye çıktı ve o an geldi. Yine "Tanrım, onları ez..."  aryası başladığında tenorlardan birisi göğsünü tutarak yere düştü, kalp krizi geçiriyordu ve kurtarılamadı.

Yapımcılar ve sorumlular panik halindeydiler; ölümün üçüncü kez geleceğinden korkuyorlardı. Ama Mafiani direndi ve meşum aryanın söylenmesine karar verildi. Zamanı geldiğinde orkestra susacak ve aryadan sonra çalmaya devam edeceklerdi. Gerçekten de öyle oldu; orkestra sustu, ama müzisyenlerden biri refleks olarak sözcükleri mırıldanmaya başladı. Mafiani duydu ve adama ters ters bakarken, kemancılardan biri aynen bir önceki gibi kalp krizi geçirerek o anda yaşama veda etti.

Artık herkes pes etmişti; opera kapatıldı, oyun kaldırıldı. Sahneler aylar sonra bir başka oyunla açıldı. Ancak o oyun bir daha asla oynanmadı.

 

 

ŞURUP FELAKETİ

15 Ocak 1919'da Boston'da Purity Distribution Şirketi'ne ait dev tanklar peşpeşe patladı. Yaklaşık 8 milyon ton şekerli şurup kente yayıldı; kentin önemli bir bölümü üç metre yüksekliğinde tatlı bir bataklık haline geldi. İnsanlar yüksek yerlere sığındılar, bina girişleri çöktü, binalar yıkıldı. Binlerce insan ve hayvan şuruba bulanarak kıpıdayamaz hale geldiler; vagonlar, arabalar, bisikletler ezildi.

Bu olayda 21 kişi öldü, 150 kişi yaralandı ve Boston caddeleri aylar boyunca yapış yapış kaldı. Kozmik şakacı 'tatlı' bir şaka yapmış olmalıydı; çünkü patlamanın nedeni hala bilinmiyor.



KAÇIŞ YOK

Katil Michael Godwin, ABD Colombia'da ölüm cezasına çarptırıldı ve infazın elektrik sandalyesinde yapılmasına karar verildi. Ancak idamına birkaç saat kala, avukatlarının çabasıyla Eyalet Komitesi tarafından ölüm cezası, ömür boyu hapse çevrildi.

Haftalar sonra Godwin yeni hücresinde metal bir sandalyeye oturmuş, hücreye gönderilen televizyonu kurcalıyordu. Nasıl olduğu hala bilinmiyor, televizyonun elektrik kablosu metal sandalyeye değdi ve Godwin çarpılarak can verdi; aynen kurtulduğu elektrikli sandalyede olacağı gibi.

Kabloda minicik bir sıyrık vardı; belki bir fare kemirmişti veya başka bir nedenden... İlahi adalet Godwin'i bağışlamamıştı...



previous page...

back home...

next page...